Anksiyete terimi Latince bir kelime olan “anxius” kelimesinden gelmektedir. Kaygı ve üzüntü hali anlamına gelen anxius kelimesinin kökeni ve kullanımı 1525 yılına kadar gerilere gitmektedir. Anksiyöz kelimesinin kökeni ise anlamı boğulmak, nefes alamamak olan, Latince “angere” kelimesinden gelmektedir.
Anksiyetenin problematik bir bileşen olarak varlığı çok eski zamanlara gitmektedir. Tarih boyunca birçok kişi tarafından anksiyete haline benzer durumlar tasvir edilmiş olsa da, anksiyete terimi psikiyatrideki tabiriyle kullanılmaya 19. yüzyılın başlarında başlanmıştır. Geçmişte anksiyete ayrı bir problem olarak ele alınmak yerine, bireysel semptomları farklı hastalıklar olarak kabul edilmekteydi. Örneğin anksiyetenin yüksek olduğu bir durumda nefes almada zorlanıyor olmak pulmoner bir anormalliğe atfedilebilirdi. Anksiyete 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başlarında ise, birçok farklı tanı kategorisinin ana bileşeni olmuştur.
Anksiyete artmış otonomik sistem etkinliği, özellikle sempatik sinir sisteminin aktivasyonu, sübjektif gerginlik duyguları ve endişe içeren bilişlerle karakterize edilen bir duygudur. Tıpkı diğer duygular gibi doğuştan gelen ve asıl amacı insanın hayatta kalmasını sağlamaya yönelik olan bu duygu, patolojik bir hale dönüşebilmektedir. Normal şartlar altında sinir sistemi insanı objektif ve fiziksel tehlikelere karşı üç şekilde hazırlamak ve harekete geçirmek üzere dizayn edilmiştir. Bu üç tepki savaş, kaç ya da don tepkileridir ve üç tepki de evrimsel anlamda insanın hayatta kalmasına yöneliktir. Anksiyöz hastadaki sorun ise objektif ve gerçek bir tehdit olmamasına rağmen, güçlü bir tehlike algısı ile fizyolojik tepkilerin aktive olmasıdır. DSM-5, korkuyu gerçek ya da algılanan bir tehdide verilen duygusal tepki, anksiyeteyi ise gelecekteki bir tehdidin beklentisi olarak tanımlamaktadır.
Anksiyete bozukluklarının başlıca semptomları fiziksel, duygusal, bilişsel ve davranışsal semptomlar olmak üzere dört kategoride incelenebilir.
Uzm. Kl. Psk. Rüzgar Faik Bayraktar
Anksiyete Belirtileri Nelerdir?
Fiziksel Belirtiler:
- Ateş basması
- Çarpıntı
- Nefes almakta Güçlük
- Yüz kızarması
- Terleme
- Hızlı solunum
- Nefes yetmezliği
- Göğüste basınç
- İrkilme reaksiyonu
Davranışsal Belirtiler:
- Ket vurma
- Tonik hareketsizlik
- Kaçma
- Kaçınma
- Konuşma bozukluğu
- Koordinasyon bozukluğu
- Hareketsizlik
- Duruş bozukluğu
- Aşırı nefes alıp verme
Duygusal Belirtiler:
- Tahammülsüzlük
- Tedirginlik
- Sinirlilik
- Gerginlik
- Şaşkınlık
- Endişe
- Korku
- Alarm halinde olmak
- Dehşete düşmek
Bilişsel Belirtiler:
- Zihin bulanıklığı
- Gerçekdışılık hissi
- Unutkanlık
- Kafa karışıklığı
- Konsantrasyon eksikliği
- Muhakemede güçlük
- Bilişsel bozulma
- Kontrol kaybı korkusu
- Korkutucu görsel imajlar